Mevlana yolundaki Galatasaray

Başkan’a Mektup,

Hiç böyle hissetmemişti Galatasaraylılar kendilerini.
Büyük zafiyet, istikrarsızlık ve umutsuzluk.
Böyle olmamalıydı Galatasaray. Sadece skor tabelasına bakarak mutlu-mutsuz olan kulüplerden değiliz biz, hiçbir zaman öyle olmadık, olmayacağız da. Fikri hür, Vicdanı hür nesillerden geldik, bu şiarımızı gelecek nesillere de böyle aktarmak en büyük vazifemiz.
Futbol takımımız, Basketbol, Voleybol takımlarımız şampiyonluklardan uzaklaşabilir ancak Galatasaraylılık hep içimizde gururla taşıdığımız bir ruhtur. Şimdi, korkuyla ve üzüntüyle bakıyorum ki, bu ruh kaybolmak üzere.
Eski bir Galatasaray yöneticisi ''eğer mevcut başkan bir sonraki dönemde tekrar seçilirse üyelikten istifa edeceğim'' diyor, hem de öyle bir öfke ve kızgınlıkla diyor ki ''etmezsem namussuzum, şerefsizim'' gibi bize yakışmayan sözlerle... Kısaca imama kızıp laik olmaya benziyor, bunları konuşacak duruma gelmemeliydik. Yani durumumuz vahim.
Türkiye'de sporun mevcut durumu bizi de etkisi altına almış durumda.
Geçen gün de yazmıştım. 2 maç (Basketbol Kadınlar maçı sonrasında Erkekler maçı) üst üste Abdi İpekçi de basketbol maçı izlerken, bir an sahada hiç Türk asıllı oyuncunun olmadığını fark ettim, uzun süre de sahada Türk olarak sadece kaptanımız Sinan Güler vardı. Bu durum sadece Galatasaray için değil Kadın takımımızın maçında rakibimiz olan Hatay BB Kadın takımı için de geçerli. Yahu arkadaş, Hatay BB ilindeki Kadın Basketbol takımı ne diye kendi çocuklarından bir takım oluşturup da kendi iline, ülkeye hizmet etmez, bu takım bu transferleri yaparken nereden bütçe bulur??... Çünkü Galatasaray niye yapmazsa Hatay BB de o yüzden yapmaz, Galatasaray, Beşiktaş, Fener ne yaparsa diğer takımlar da onları takip eder (bu büyük takımların sorumluları da bunun sebep-sonuç ilişkilerini bilmeden-düşünmeden böyle bir davranış sergilediklerini hepimiz biliyoruz).
Futbol ise ayrı bir alem , ne çocuklara ne paralar veriyoruz, iş ahlakı yerlerde sürünen kişiler, gururumuz olan arma’ mızı göğüslerinde taşıyorlar...
Yahu arkadaşlar, liyakati olmadan sporu yönete(meye)n insanlar günlük palyatif çözümlerle idare etmeye çalıştıklarını hala görmüyor muyuz?? Bu detaylara hiç girmeyeceğim. Hepimiz biliyoruz ki sorun göründüğünden de çok büyük.
Sayın Dursun Özbek Başkanım, sizin kişiliğinden, iyi niyetinizden hiç kimsenin bir şüphesi, kaygısı yok, ama bizlerden çok daha iyi biliyorsunuz ki (iş hayatında da öyledir) bazen kan uyuşmazlığı oluyor.
Başarı hiçbir zaman tek boyutlu değildir, siz çok iyi bir yönetici olabilirsiniz, iyi bir yönetim kurulunuz bile olabilir ve hatta sizi destekleyen insanların kredisi bile uzun vadeli olabilir. Ancak bu durumlar fizikte olduğu gibi her zaman çok boyutludur ve bu çarpanların haricindeki bir durum herkesi tepetaklak eder, hiçbir takımın Galatasaray’dan farklı olduğu söylenemez, Canım memleketimin durumu da malumdur, her kulüp borç batağında ve çıkış görünmemektedir. Devlet her dönemde vergi, SGK vs borç ertelemesi, affı gibi anlamsız ve yöneticilerin beceriksizlikten kaynaklanan sorunlar yüzünden af çıkarmaya devam etmektedir. Durum kısaca budur ve dolayısıyla başarısızlık kaçınılmazdır.
Taraftarın istediği Dursun Özbek gitsin, peki gitsin ama yerine kim gelirse gelsin başarı beklemek safiyane bir davranış olacaktır.
Yolun sonu uçurum, uçurumun sonu felakettir.
Sayın Başkanım, sonuç olarak, kısaca, demek istiyorum ki;
1-Galatasaray Kulübü Türkiye'nin en büyük, en başarılı, TÜRK takımıdır, artık bir kolej takımı değildir. Acilen tüzük değişikliği yapılarak, üyelik şartları revize edilmeli, bu kısır döngüden çıkarak, katılımcı, demokrat, sosyal, temsil kabiliyeti yüksek, FİKRİ HÜR, VİCDANI HÜR kişileri camiamızın hizmetine sunmak gerekmektedir.
2-Gün itibarıyla Galatasaray hisselerinin 31,25 % halka arzda, kalan 68,75% (A ve B gurubu olarak) Galatasaray Spor Kulübü Derneğinindir. Canım memleketimde ve tüm dünya gelişmiş ülkelerinde, ticari yatırımlar özelleştirilerek, şirketler değerini bulduklarında satılarak kaynak yaratılırken biz bu kötü duruma neden hala sesimizi çıkartmıyoruz.
Bakın, konu çok basit, yukarıdaki ilk maddede belirtilen şekilde, kulübün üyelerini 100.000 e çıkaralım, Genel Kurul ile Galatasaray şirketini başarılı birine (örneğin 10-15 yıllığına) hisselerin bir kısmını devredelim, 10 yıl sonra tekrar gözden geçirmek üzere Genel Kurul kararı isteyelim. En az 5 kişiden oluşan yeni Kurullar kuralım (Mali Kurul, Etik Kurul, Üst Kurul -sorumlulukları, yetkileri ve görev dağılımı hazırlanmış durumdadır-) ve bunlar birbirini denetleyecek mekanizmalardır ve Genel Kurul tarafından seçilir. Konunun tüm fikir detayları görüşmeye, tartışmaya hazırdır. Yani, bir anlamda yeni bir model açılımı yapılabilir ve adına MoWi-R (Modification-Win-Reinstate) diyebileceğimiz bir sistem ile yüksek oranda kaynak sağlanır.
Hepimizin bildiği birkaç küçük örnek (basından seçmeler);
*Milyarder iş adamı Glazer, 1995 yılında Tampa Bay Buccaneers takımını, 2005 yılında da Manchester United'ı satın almıştı. Glazer, Manchester United için 1.47 milyar dolarlık rekor ücret ödemiş, takım taraftarlarının tepkisini çekmişti. Ancak şimdi herkes mutlu…
**Digitürk'ün yeni patronu, PSG'nin sahibi Nasser Al Khealifi, kulübün bütçesini 450 milyon eurodan 1 milyar euroya çıkarıyor...
***Monaco basını ve kulübün resmi internet sitesinden yapılan duyuruda, 4 yıllık dönemde 130 milyon dolarlık yatırım yapacağını açıklayan Rus iş adamı Dimitri Ribolovlev; şirketin (kulübün) yüzde 66.67 hissesinin artık kendisinin kontrolünde olduğu bildirildi. Dünyanın en zengin, en ferah, en lüks, en güzel ülkesi Monaco, AS Monaco yu finanse edemiyor, saygıdeğer Monaco Prensi Albert Alexandre Louis Pierre Grimaldi’nin parası yok (!!! ) ve kulüp satılıyor… Yok böyle bir şey,
****ABD'nin beyzbol takımlarından Los Angeles Dodgers'ın eski sahibi 63 yaşındaki McCourt, yaptığı kısa açıklamada, geçen sezon Fransa Birinci Futbol Ligi'ni (Ligue 1) 13'üncü sırada tamamlayan ve şu anda 12'nci basamakta bulunan Olympique Marsilya'nın daha iyi yerlere gelebilmesi için gerekli kaynak ve cesarete sahip olduklarını ifade etti. McCourt, Olympique Marsilya'nın saha içi ve dışında yaşadığı bazı zorlukların taraftarları olumsuz etkilediğinin farkında olduğunu da belirtti. ABD'li iş adamı daha önce yaptığı açıklamada kulübe 200 milyon avro yatırım yapacağını bildirmişti.
Not: Bernard Tapis (İş adamı, Paris (Sosyalist Parti) eski milletvekili- Olimpique Marsilyanın eski sahibi).

Yapılması gereken: Türk sporunun bu kaotik (finansal ve idari) durumdan çıkması için Galatasaray'ın radikal bir kararla tüm ülkeye ve ülke kulüplerine önderlik yapmasıdır.
İşte bu radikal kararları alır ve uygularsanız, Galatasaray camiasına adınızı kazıyacak, kulübümüz dünya standartlarına ulaşma şansını yakalayacak ve Türk spor tarihine adınızı yazdıracaksınız.

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti, cancağızım,
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
diyen Mevlana misali, zaman gelmiştir, yeni bir şeyler düşünme, söyleme, yapma zamanıdır.

Saygılarımla…
Tribündeki bir garip taraftar...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Endüstri 4.0 dan Toplum 5.0 a doğru hızlı entegrasyon

Panurge'ün Koyunları

Endüstri 4.0 ya da Atı alan Üsküdar ı geçiyor